Bugün School of natural skin care‘ okulundan bir mail aldım. Mail’in konusu, “ Menaposal cilt bakımında hangi bileşenler ve neden kullanılmalıdır “ adlı bir kurs duyurusuydu. Daha önce bunun üzerinde hiç düşünmediğimi farkettim. Ve bunun gerçekten önemli olduğunu, biraz içine dalmam gerektiğine karar verdim. Gerçekten menopoz sırasında ve sonrasında cildimizde geri döndürülemeyen bir çok değişiklik olurken, bunları yavaşlatmak veya en az etkilenecek hale getirmek için ne yapılabilir önemli bir soru !
Tıbbi makalelerin denetlendiği ve takip ettiğim sitelerden biri olan, Webmd.com şöyle diyor ;
“Yaşlandıkça bilgeliğiniz ve özgüveniniz artabilir, ancak aynı şey birçok hormon seviyeniz için geçerli değildir. Menopoz sırasında düşük östrojen seviyeleri cildiniz üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Daha az östrojen sizi incelmeye, sarkmaya ve kırışmaya yatkın hale getirir. Neyse ki, özel cilt bakımı ihtiyaçlarınızı karşılayarak yaşlanmanın ciltle ilgili bazı etkilerini hafifletebilirsiniz.
Menopoz cildinizde birçok değişikliğe neden olur. Vücudunuz eskisi kadar kolajen üretmeyi bırakır. Cildinizin altındaki yağlardan bir miktar kaybedersiniz ve cildinizin elastikiyeti düşer. Bu, hormonal değişikliklerin neden olduğu kurulukla birleştiğinde özellikle boyun, çene çizgisi ve yanak çevresinde sarkmaya, ince çizgilere ve kırışıklıklara neden olabilir. Menopozla birlikte oluşan çizgiler ve kırışıklıklar çoğunlukla kaz ayakları ve üst dudağın üzerindeki çizgilerdir.
Temizlik, özellikle yaşlandıkça önemli bir cilt bakımı adımıdır. Yaşlandıkça ve cildiniz kurudukça, cildiniz özellikle ekstra nemden faydalanabilir. Önemli olan kuru ciltlere uygun bir temizleyici kullanmaktır. Bu nedenle, nemi uzaklaştırabilecek köpük veya jel temizleyiciler yerine nemlendiren kremsi bir formülü tercih edin.
Menopozdan sonra cildiniz kurur çünkü yağ bezleri o kadar aktif değildir. Daha ağır bir kremle cilde daha fazla nem vermeye çalışın. Uzun, sıcak duşları atlayın ve cildiniz hala nemliyken nemlendirici sürün. Bu, sıvı alımını artırmaya yardımcı olur. “
Daha fazla okuma için buraya https://www.webmd.com/menopause/ss/slideshow-better-skin-after-menopause gidin.
Yine başka bir makalede ciltteki değişikliklerin , yaşlanma ile ilgisini ortaya koyarken, aynı zamanda hormonal değişimlerin yaşla birlikte nasıl değiştiğine vurgu yapıyor .
“ Yaşlanma, bir organizmada genetik olarak kodlanmış değişiklikler ve olumsuz dış çevre etkisinin neden olduğu değişiklikler dahil olmak üzere iki sürecin sonucudur.
Histolojik açıdan bakıldığında, endojen faktörlere ve hormonal değişikliklere bağlı olarak cilt yaşlanması şunları gösterir: aşırı kuruluk, Malpighian tabakasının incelmesi, mikrodolaşım bozuklukları, kollajen veya elastin liflerinin bozulması ve eş zamanlı glikasyon, sebum ve ter salgılama hızının azalması.
Derinin organizmanın ve endokrinolojik sistemin fonksiyonel bir resmi olduğu söylenmektedir. Hormon konsantrasyonundaki herhangi bir iniş ve çıkış, görünümünü iyileştirebilir veya durumunu önemli ölçüde kötüleştirebilir, ayrıca dermatolojik değişikliklerin oluşmasına da yol açabilir. Yetişkin kadınlarda yaşlanma süreci adım adım önemini değiştirmektedir. Zamanın geçmesine rağmen kadınlar kendilerini iyi hissetmek isterler. Yetişkin cildi daha çok bakıma ihtiyaç duyar ve genellikle kozmetik aparatlar kullanılarak özel bakıma ihtiyaç duyar. Yaşlanan cildin daha iyi etki göstermesi ve kalıcı olarak canlandırılması için, uygun şekilde seçilmiş evde kullanılan kozmetik preparatların uygulanması tavsiye edilir. Bütünsel bir yaklaşım, cilt yoğunluğunun ve kalınlığının artmasına, kırışıklıkların azalmasına, nem ve esnekliğin artmasına ve aynı zamanda düzgün yüz ovalinin iyileşmesine ulaşmayı mümkün kılar. “
Bir başka okuma için; https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3907896/
Ama beni en çok ilgilendiren ve şaşırtan kısım, dermatolojik açıdan ciltte görülen, kolajenin hızla düşmesi yaşla değil menapoz sonrası ile ilişkili olduğunun yapılan bir çalışmada bildirilmiş olması idi.
Cilltte elastin kaybı , Kızarma ve yanma hissi Kaşıntı ve Dermatit, Akne ve Rosecea ( Gül hastalığı ) Sedef ve Pigmentasyon gelişmesinin yaşlanmaya bağlı değil, östrojen gibi hormonların azalmasına bağlı olarak artması ve ortaya çıkmış olması... ( 4 )
Cilt bakım ürünlerinde kullandığımız hali hazırda şifalı bitkiler ve ekstraktların çoğu cildi iyileştirmeye rahatlamaya ve onarmaya yardımcı olurken, östrojeni arttırmaya yönelik bitkisel aktifleri araştırma ve geliştirme konusunda sanırım daha cesur davranmak gerekiyor.
Bu konuda yapılan araştırmalar, özellikle Resveratrol’ün Üzüm çekirdeğinde, Equol diye bilinen
aktifin Soya tohumu ve Soyalı ürünlerde bağırsak bakterileri tarafından östrojene çevrildiğini söylüyor.
Bunları içeren ürünlerin özellikle antioksidan etkilere sahip olduğunu yer çekimine yenik düşen özellikle çene , kollar ve boyun bölgesinin daha hızlı zarar gördüğünü ekliyor.
Doğa ananın bize sunduğu sonsuz olanakları, bilgi ve tecrübeyle harmanlayarak ,onları karmaşık hale getirmeden sade ama etkili formülasyonlara dönüştürmek hiç bitmeyen bir merak ve tutkuyla mümkün sanırım.
REFERANSLAR :
2- https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3907896/
3- https://www.webmd.com/menopause/ss/slideshow-better-skin-after-menopause
Yorumunuzu bırakın
Not: HTML ye dönüştürülmez!